Bir varmış bir yokmuş
Kendi adıma konuşacak olursam benim için bu sorunun cevabı "zaman" olurdu. Aslında sadece benim için geçerli değil; insanlar farkında olmasalar da zaman yaşayan her canlı için hayati derecede önemli. Bunun bilincinde olun ya da olmayın, zaman tüm insanlığın aleyhine işliyor.
Bilim insanları zamandan önce bir hiçliğin olduğunu ardından büyük patlamayla birlikte(big bang) zamanın ve evrenin oluştuğu kanaatindeler. Şu ana kadar big bang teorisinin aksi ispatlanamadı. Öyle ki doğruluğunu ispatlayan çok kuvvetli deliller mevcut. Eğer dünyaya bir insan olarak gelmişseniz ortalama 60-70 sene ömrünüz var demektir. Benim gibi yirmilerinin başlarında iseniz, bu zaman hiç tükenmeyecekmiş gibi gelir. Sanki doğduğunuzdan bu yana büyümeniz için asırlar geçmiştir. Henüz daha bir çocukken büyümeyi ne kadar istediğinizi bir düşünün. Hatta o kadar çok istiyorduk ki, çocukluğun eşsiz doğasından ve saflığından kopmaya dünden razıydık. Şimdi geriye dönüp baktığımızda nasıl da özlemle hatırlıyoruz o yılları...
Çocukluk insan hayatında belki de en değerli zaman. Sanırım aksini düşünenlerin sayısı çok azdır. Küçük yaşlarda yaptığınız çoğu şeyi şimdi hatırlarken, o zamanlar farklı bir dünyada yaşadığınız hissine kapılırsınız. Acıların, ölümlerin, kötü ebeveynlerin olmadığı bir dünyadır orası. Anneler ağlamazlar, babalar şiddet yanlısı değidir. Onlar ne olursa olsun bize koşulsuz sevgi verirler. Elbetteki böyle bir dünya yoktur fakat çocuk bunu hayal eder, böyle bir dünyada yaşadığını zanneder.
Çocukluğun ardından ergenlik ve ilk gençlik zamanları başladığında hayata artık başka perspektifle bakarsınız. Yaşamın can sıkıcı yüzü ortaya çıkmaya başlar. İçinizdeki nefret duygusu kabarır. Ebeveynlerle ilişkiniz çıkmaza girer, kimsenin sizi anlamadığını düşünürsünüz. Gayet normal süreçlerdir. [şahsi fikrim en az hasarla atlatılması yönünde :) ]
Zamanın ne kadar hızlı aktığını 18-20 yaş bandından sonra fark etmeye başlarız çoğu zaman. Bir telaş, bir kaygı alır başını gider. Bu koşturmacada en güzel çağlarımızın heba olmasına izin veririz. Kimi insanlar gençliklerinin kıymetini bilmez fazla kaygısızca bir yaşam sürerler, kimileri masa başında dirsek çürütür. Bir de hayatın adaletsiz davrandığı insanlar vardır; onların genç olmaya bile hakları olmamaştir hiç. Omuzlarındaki yük sırtlarındaki kamburdan bellidir.
Zaman, biz yaşasak da yaşamasak da tüm hızıyla ilerliyor. Bugün hayatımızdan bir gün daha eksilirken ne ile meşgulüz? Fırsatlar bizden uzağa gitmek için gün sayarken hangi bahanelerin arkasına sığınıyoruz? Artık zamanın iplerini elimize alma vakti değil midir? Artık hayatını bir düzene koymanın vakti değil midir?
Yeni yazım ile ilgili beğeni ya da eleştirilerinizi yorumlarda belirtirseniz çok mutlu olurum. Sağlıkla kalın.💗
Yorumlar
Yorum Gönder